Melisa'nın Sessizliği

Melisa'nın Sessizliği

Adam eski ahşap masasının üzerindeki daktilosunda hızlı bir şekilde yazısına devam ediyordu. Aslında bu eve taşınmasının sebebide buydu. Küçük bir ev olmasına rağmen ormana yakınlığı adamı kafasını dağıttıyordu. Hem yaban domuzu avından da son derece zevk alıyordu.
Adamın gözleri keskinleşti. Pisikolojisi bozuk seri katiller gibi bakıyordu. Alnındaki terler gün ışığına gelince parlıyordu. Heyecanlı bir sahne olmalıydı. Adamın daktilo ile dansı devam ederken karısı yavaşça yanına geldi.Ve bardaktaki kolayı ses çıkarmadan masaya bıraktı.Kadının ten rengi çok soluktu. Saçları bakımsız ve dağınıktı. Çok sayıda kepek uzaktan bakınca bile görünüyordu. Dişlerinden bir kaçı eksikti. Adamın yazdığına bakıyordu. Adam yazmaya devam ederek" Bütün gün orada durup beni mi izleyeceksin" dedi. Kadın istifini bozmadan "pardon hayatım. Ama günlerdir yazıyorsun. Daha adını bile bilmiyorum."dedi. Adam zora ki bir gülümeseme ile "Kitabın adı melisa'nın sessizliği kızımda keşke sessiz olsaydı. Ama ağlamaktan susmuyor velet."
"Biliyorum hayatım.Ben gideyim bu arada seni seviyorum"
Kadın koridora girdi. Uzun bir koridordu. Koridorun sonundaki odaya girdi. Pembe bir odaydı. Ama karanlıktı. Küçük bir kız bebği vardı. Çok tatlı ve güzeldi. Masallardaki peri kızları gibi. Kadın başını okşadı. Kulağına birşeyler fısıldadı. Kadın geldiği gibi geri geri odadan çıktı. Koridorda yürümeye devam ederken adam sonsuz bir döngüde takılmış aynı şeyleri yazıyordu. "Melisa Ölmeli,Melisa ölmeli..."

http://medeniyetmektebi.org/mm/images/medeniyet/Sessizlik_0.jpg
Kadının yüzünde artık şeytani bir gülümseme vardı. Masada bıraktığı unlu merdaneyi eline almıştı. Kocasına hadş işi bitirelim dercesine bakış attı. Sanki aralarında bir psijik iletişim vardı. İçlerinden geçirdiği şeylerle konuşuyorlardı birbirleri ile. Adam masanın altına sakladığı satırı çekti. Yeni çetilmiş olmalıydı. Gümüş gibi parlıyordu. Birden kol kola girdiler. Bu sefer o uzun koridoru beraber yürüyordular. Kapıyı açtılar. Bebek uyuyordu. Baba onu yanağından öptü. Kadın10 kere ardı ardına merdaneyi indirdi. Her seferinde ucu daha fazla kanlanıyordu. Kadın merdanenin ucundan damlayan kandan bir yudum aldı. Adam kızın kolunu çekti. Satırı bir kez indirdi. Kol elinde kalmıştı. Zaman kaybetmeden yere attı. Ve yine kol kola girdiler. Onları bekleyen uzun bir koridor vardı artık. Salona ulaştıklarında silahları ellerindeydi. Adam gramofonu çalıştırdı. Alta gracia My love şarkısı çalışıyordu yani harikuladem,aşkım.
Silahlarını bırakmadan vals yapmaya başladılar. Deli gibi dönüyorlar kahkahalar attıyorlardı. Kadın onu boynuna eğildi. öpücük kondurdu. Sıra adamdaydı,adam boynuna eğildi. Ve dişlerini geçirdi. Kadına acı hissetmiyordu "Aşkım daha fazla çocuk yapalım.Başka romanlar yazmalısın para kazanmalıyız. Bak çocukların adlarınıda hazırladım.Mustafa,yasin,can,murat,ömer birininde wherearethevelvets olsun." dedi.
Adam bu sefer daha sıkı ısırıyorduç Kadının sesi kısıldı. Ve bir acı çığlık...

2 yorum:

karahilal dedi ki...

Hikaye güzel olmuş eline sağlık abi.Yalnız kendini tanıtan bir yazı yazarsan iyi olur.okuyanlar seni sadist sanmasınlar :)

korkuluk dedi ki...

Yapacağım vallahi s. lafı kullanma tüylerim ürperdi.

Yorum Gönder